21 Nisan 2013 Pazar

Paris Gezisi

Paris hemen hemen her kızın hayallerini süsleyen bir şehir ve bende onlardan biriyim. Bir önceki yazımda bahsettiğim üzere Girona'dan 06:00' da uçağımız Beauvais havaalanına gitmek üzere kalktı. Yolculuk 1 saat 40 dk sürdü ve yine gece uyumadığımız için uçakta uyudum. Beauvais havaalanı Paris'e yaklaşık 90 km uzaklıkta. Ryanair ve WizzAir gibi ucuz uçak firmalarının uçuşlar yaptığı küçücük bir havaalanı. Gelen yolcu salonu normal bir apartman dairesinin salonun büyüklüğüyle hemen hemen aynıydı.
Havaalanının çıkışında Paris'e giden otobüslerin satış yeri ve otobüsler hemen görülüyor. Gidiş de dönüşte aynı fiyat, 16 Euro. Biz sonradan sıkıntı çıkmasın diye gidiş biletimizi alırken dönüşü de aldık. Otobüslerin saati var gibi gözükse de aslında yok. Dolan otobüs hemen yola çıkıyor. Havaalanından Paris Porte Malliot'a gidiş yaklaşık 1 saat 10 dk sürüyor. Porte Malliot'da Paris'in otobüs terminali. Amsterdam'a giden Megabus'larda buradan kalkıyor ayrıca.
Saat 10:30 gibi Porte Malliot'daydık ve uykusuzduk. Girona'da havaalanında sabahladığımız gece ve sabah 06:00'da uçağa binebilmek için dışarıda sabahladığımız gecenin yorgunluğu üstümüzdeydi ve acıkmıştık. Hostel'in check-in saati 16:00'ydı ve biz yine şansımızı denemek için hostele doğru yola çıktık. Hostel oraya nasıl gidileceğini mail atmıştı. Porte Malliot'dan metroya bindik. Metroya binmeden önce metro haritası aldık ve ilk görünüşte çok karışık geldi gözümüze Paris'in metro hattı. Derken yolumuzu bulduk ve hostele vardık. Check-in yaptık 16:00 olmadan. O an çok mutlu olduk.
Hostel'e yerleşip bir kaç saat uyuduktan sonra akşam hostelimize çok yakın olan Sacré-Cœur bazilikasını görmeye gittik. 


Notre Dame'dan sonra en çok ziyaret edilen anıtlardan biri kendisi. Etrafını dolaştık ve fotoğraf çektik. Önü görüldüğü üzere kalabalıktı. İnsanlar bir şeyler içip eğleniyorlardı, kimseye bir zararları yoktu.
Oradan aşağıya indik ve hediyelik eşya dükkanlarının olduğu sokaklardan geçtik. İlk hediyeliklerimizi aldık. Sokaklardaki restoranlarda dışarıdaki masalarda oturan insanlar neşeliydi, eğleniyorlardı. Sokak müzisyenlerini dinledik burada da. Sonrasında yine geze geze hostelimize gittik.
Ertesi sabah kalktık öğleden önce Champs - Elysees (Şanzelize) Caddesini görmek ve oradan da Louvre Müzesine gitmek üzere yola çıktık. Hostel Caulaincourt tarafındaydı ve aşağıya yürümemiz bayağı zaman aldı ve yorulduk. Şanzelize Caddesi sağlı sollu mağazalarla dolu, biraz Bağdat Caddesi'ni biraz da Nişantaşı'nı hatırlatır nitelikte bir cadde. Zafer Takı'nı görene kadar yürüdük, fotoğrafları çekildik oradan da Louvre müzesine gitmek üzere tekrar yürümeye başladık.


Louvre müzesinin bahçesi çok genişti ve piramidi görene kadar bayağı yürüdük.




Louvre Müzesine öğrenciler ücretsiz girebiliyor öğrenci kartını gösterince. 6 bölümden oluşan bu kocaman müzenin her tarafını gezemedik çünkü çok yorulmuştuk. Monalisa'yı gördük tabiki de:) Önünde büyük bir kalabalık vardı. Fotoğrafını zar zor çekebildik.
Louvre müzesinden sonra yorulmuştuk, Eyfel'e gidecek halimiz kalmadı ve onu da son güne bırakalım dedik.
Ertesi günü hostelden çıktık ve bu sefer metro ile Luxemburg bahçelerine gittik. Orayı da gezip bitirdikten sonra Notre Dame Katedraline gittik.


Katedral'in içine giriş ücretsiz. Orayı da gezip bitirdikten sonra Eyfel'e gitmek üzere metroya bindik. 6 numaralı metro hattında Bir Hakeim durağında indik ve Eyfel'e yürümeye başladık. 
Hemen hemen her açıdan fotoğraflarını çektik. 




Eyfel'e merdivenle ve asansörle çıkılıyor. Biz merdiveni seçtik, öğrenciye 3,5 Euro. Cebe yararlı ama ciğerlere biraz zararlı bir seçimdi:)
En fazla 2. kata kadar merdivenle çıkılıyor gerisini asansörle çıkmak gerek.




Eyfel'in 1. katından manzaralar. Seine nehrinin manzarası yakından da uzaktan da çok güzeldi. 2. kata da çıkıp manzarayı izledikten sonra asansörle aşağıya indik. Ondan sonra Eyfel'i arkamıza alıp fotoğraf çektireceğimiz yere gittik.







Eyfel'i uzaktan da gördükten sonra Paris turumuz sona ermişti. Paris sırf Eyfel demek değil, her yönüyle tarihi ve çok güzel bir şehir. Süper modern bir şehir beklemeyin. Biz gitmeden önce bize kötüleyenler olmuştu ama kesinlikle öyle değil. Metroları eski, evsizleri de barındırıyor ama tehlike içermiyor.
İnsanları, sokakları, havası çok farklı bir şehir Paris. İnsanların yemek yerken ki duruşlarında bile ayrı bir hava var. Barcelona kadar olmasa da burayı da çok sevdim.
Gidecek olanlara bir tavsiye: Hediyelikleri Eyfel civarından almayın. Bizim hostel etrafındaki mağazalardan birinden 7 Euro'ya aldığım cüzdanın aynısı Eyfel'in yanındakilerde 12 Euro'ydu. Eyfel'in içinden hatıra madalyası ya da J'adore Paris yazan bilekliklerden alabilirsiniz.
Paris'deki 3 günlük maceramız Eyfel ile sona erdi. Ertesi gün 11:10'daki Varşova uçağına binmek için uçuşumuzdan 3 saat önce Porte Malliot'dan otobüse bindik ve Beauvais havaalanına gittik. Daha önce belirttiğim gibi otobüsler saatle değil, dolunca kalkıyor o yüzden uçuştan 3 saat önce orada olmakta fayda var.
Gezi yazılarımın devamı gelecek, beklemede kalın, görüşmek üzere:)

Başka merak ettikleriniz ve sorularınız için Facebook sayfamı beğenip sorularınızı yöneltebilirsiniz.
https://www.facebook.com/pages/Sezenin-Erasmus-G%C3%BCnl%C3%BCkleri/592969644068873

3 yorum:

  1. yazdıklarını takip ediyorum ben de bilgisayar müh. okuyorum erasmusa başvurdum Lublin ün kabul etti ama güze dönemi için gelecem.. blogunu ayrıntılarıyla yazman oraya gelecek öğrenciler için çok iyi bir yol gösterici olacak gibi :)
    tşkler..

    YanıtlaSil
  2. Öncelikle hayırlı olsun, umarım güzel bir erasmus yaşarsın. Yardımcı olabildiysem ne mutlu bana:)

    YanıtlaSil
  3. tşkler..
    öncelikle şunu söylim erasmus sonuçları daha yeni belli oldu heyecandan interneti tarayarak senin blogunu buldum
    bütün yazılarını okudum :)
    ama aklımı çok feci şekilde kurcalayan bir kaç soru var dersler hakkında özellikle eyyupbarut@gmail.com size ulaşmamı sağlarsanız çok sevinirim..

    YanıtlaSil