18 Şubat 2013 Pazartesi

Lublin'den Merhabalar

Greetings from Poland!
İstanbul'dan Polonya'ya dün IST'den 17:25 uçağı ile gelmiş bulunmaktayız. Varşova saatiyle 19:00 civarında indik. Burada kar var ama nemin düşük olması sebebiyle çok dondurmuyor. Bir de rüzgar yok. 
Havaalanında hüzün ve heyecanla karışık bir halde pasaport sırasına girdik ve işimizi hallettikten sonra Gate'imizin olduğu yere geçtik. Bilette yazan gate de bekliyorduk. 17:15 oldu hala kapı açılmadı, orada bir görevli vardı dedim "Bu Varşova uçağı mı?" "HAYIR" demez mi? Bilal'le sırt çantalarımızı alıp koşma anımızı görseniz ağlardınız. Koşa koşa ekranda yazan Gate'e gitmeye çalıştık. Nefes nefese vardık ki kapılar kapanmış. O an ağlaya ağlaya "Nolur o uçağa binmemiz lazım" dedim. Görevliyle konuştular falan "Alalım bari" dediler. 
Uçağa nefes nefese girdik herkes bize bakıyordu. Uçak kalktığında hala nefes nefeseydim.
Yolculuk güzel geçti. Bilal'in hayal ettiği gibi türbülansa girmedik. Uçakta Emine ve Çağrı adında iki kişiyle tanıştık. Onlarında bizim okula geleceklerini öğrendik. Aynı zamanda oda arkadaşlarımızla tanışmışız haberimiz yok tabi o sıra.
19:00 civarında Varşova'ya indik, 19:51'de Lublin'e giden son tren vardı. Pasaport kontrolü, bavullar derken 1 dk ile treni kaçırdık. Tren istasyonunda hat aldım direk Türkiye'yi aradım. Dakikası 2 zloty orayı aramanın. Sonra dedik bari otobüsle gidelim. Tren istasyonunda 2 kişiyle daha tanıştık Lublin'e gelecek. Taksiye atlayıp otobüs terminaline gittik ama ben yanlış otobüs terminaline gittiğimizi düşünüyorum. Lublin'e otobüs yok dediler. Şöyle söyleyeyim adam bizi Kamil Koç'a götürmesi gerekirken, İETT Kadıköy rıhtım duraklarına götürdü gibi bir şey. 
Soğukta bavullarla 6 kişi kaldık resmen. Otobüs terminalinde şifresiz wifi buldum mentorum Magda'ya yazdım whatsapp'dan. "Madem öyle bu gece otelde kalın yarın gelirsiniz" dedi. Otelde bir gece kalmak 160 zl'ydi bizde o parayı taksiye verip direk Lublin'e gitmeye karar verdik. 3'er 3'er taksilere dağıldık, taksicilerle sıkı bir pazarlık sonucu adam başı 200 zl'den 150'ye indirdik fiyatı (bizim TL'ye çevirince 75 TL gibi bir şey ediyor) 
Dilini bilmediğiniz bir şehirde, bilmediğiniz bir yere gitmek gerçekten çok zor. Yalnız olmadığım için şükrediyorum. O taksicilerin bizi hiç bilmediğimiz bir yere götürme ihtimali de vardı. Halkın çoğu İngilizce bilmiyor. Kendi aralarında ne konuşuyor anlayamıyorsunuz. Gençlerden bilen bulma ihtimaliniz yüksek ama orta yaştakiler bilmiyor. 
Allah'a şükürler olsun ki sağ salim geldik. Bilal'de "Herkese selam, Allah'a emanet olun" diyor. Bende yazımı burada sonlandırıyorum. Odamıza internet bağlattık şuan çok mutluyum burada da asosyalliğime devam edeceğim sanırım. (Şaka şaka.)
Görüşmek üzere!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder